Derneğimiz bugünden itibaren bu ahlaksız kişilerin etik dışı davranışlarını kamuoyuyla paylaşacak ve halkımızın kandırılmasına göz yummayacaktır. Bu bağlamda ismi büyük olan ve televizyon programlarından inmeyen, profesör ünvanını kullanıp halka doktormuş izlenimi veren şahsiyetlerden birinden bahsetmek istiyoruz.

Bu şahıs bitkilere gereğinden fazla, gerçeklikten uzak farmakolojik özellik yüklediği gibi katıldığı televizyon programlarında halkımızı kendi internet sitesine yönlendirerek haksız ticaret ve rekabet ortamı oluşturmaktadır. Her insanın ticaret yapma özgürlüğünden yanayız. 

Fakat bu şahıs katıldığı bir televizyon programında 15 günde basur (hemoroit) hastalığını çözdüğünü iddia etmektedir. Bunun için çember otu denilen bitkiyi önermekte, bu mucizevi etkiye inanan halkımız aktarlara koşmakta fakat aktarlarda bu isimli bitkinin satıldığını görünce, şahsın kendi ismini taşıyan internet sitesine müracat ettiklerinde bulunduğunu ve 75 gr. Bitkinin 82 tl satıldığını görmüş ve satın almışlardır.

Buraya kadar yapılan her şey normal olarak gözüksede; bu durum irdelendiğinde aslında çember otu diye satılan bitkinin, neredeyse bütün aktarlarda bulunan çoban çantası isimli bitki olduğu, bu bitkinin aktarlarda sadece 2,5 – 3 tl’ den satıldığı ortaya çıkmıştır. Çoban çantası isimli bitkinin Türkiye’de sadece bir bölgede çember otu ismiyle mahalli olarak adlandırıldığı ortaya çıkmıştır. Muhtemelen yüzlerce yıldır insanların kullandığı bu şifalı bitki, sanki yeni bulunmuş gibi lanse edilerek insanlarımız kandırılmakta, sömürülmekte ve umut tacirliği yapılmaktadır. 

Şahıs tıp doktoru olmadığı halde mesleki ünvanının doktormuş gibi algılandığı, bitkilerin isimlerini değiştirerek haksız kazanç sağladığı alenen ortadadır.

Aynı zamanda şahıs etik ticaret ilkelerine uymayarak, televizyonun gücüyle kendine haksız rekabet gücü sağlamaktadır. Halkımız gayet iyi bilmektedir ki “ en çok yemin eden kişiler, en çok yalan söyleyen kişilerdir.” Özellikle falcılar, büyücüler, üfürükçüler halkı sömüren aciz insanların sık sık Yüce Yaradanı referans olarak göstermelerine alışmış durumdayız. Şahsen bu kadar çok yemini ve Yüce yaradanı referans göstermesi saklayacak birşeyleri olduğunun açıkca göstergesidir. Bu zatı muhteremin yaptıkları bunlarla kalmadığı gibi binlerce yıldır şeker hastalığı için kullanılan tarçını bile, sanki ilk defa bulmuş gibi kendine mal etmiştir.

Bugün en az bilgi sahibi olan aktarlar bile tarçının kan şekerini dengelediğini bilmektedirler. 

Yine bu şahıs televizyon programları sayesinde halkı kendi internet sitesine yönlendirerek, 24 adet 1,5 gramlık çayı; 250 tl’ den fahiş bir fiyatla bitki çayı satıp resmen umut tacirliği yapmaktadır. Şahıs kişilerle girdiği menfaat ilişkileri sonucunda % 45 şeker içeren Cranberry meyvesini yaban mersini diye tanıtıp şeker hastalığına iyi geldiğini iddia etmekte, içeriğinde % 45 şeker içeren bir meyveyi insanlara tavsiye etmiş ve şeker hastaları sağlık açısından ciddi sıkıntılar yaşamıştır. 

Fakat bu şahıs; Yavuz hırsız ev sahibini bastırır mantığı ile televizyonlarda utanmadan halkı bu konuda bilgilendirdiğini iddia etmektedir. Oysaki bu işin gerçeği, şahsın tarafından muhtelif birçok televizyon programında halka anlatılmış ve halkımız aydınlatılmıştır. Öyleki derneğimiz Tarım ve Köy İşleriyle birlikte hareket ederek %45 oranında şeker ialve edilmiş Cranberry meyvesinin, yaban mersini meyvesi olarak satılmasının önüne geçilmesinde etkin rol oynamış, halk sağlığı için bir tüketici örgütü gibi çalışmıştır.

Aymazlıkları bunlada bitmeyen bu şahsın altın çilek denilen meyvenin a’sını tanımıyorken bile aynı televizyon programına çıkıp; bu meyveyi Türk halkına ilk defa kendisinin tanıttığını iddia ettiği gibi, insanların gözlerine baka baka yalan söylemekte,yetmezmiş gibi aktarların onun sayesinde para kazandığını iddia etmektedir.

Oysaki televizyon programlarında aktarlarda satılan bitkilerin tozlu, kirli ve pis olduğunu iddia eden bu zat, acaba sattığı bitkileri fanuslar içersinde evindemi yetiştiriyor? diye sorası geliyor insanın. Halkımıza sormak istiyorum: acaba aktarlar olmazsa, bu bitkiler halkımıza sunulmuş olmazsa, bu zatı muhteremin anlattıklarının hiç bir kıymeti olurmuydu? Halkımız çıkıp dağlardan ot mu toplayacaktı? Ekmek yediği yere pisleyen bu şahsın yaptıkları yetmezmiş gibi Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Geleneksel İlaçlar yönetmeliği Komisyonunda yer almış bu tür ürünlerin aktarlarda satışının yasaklanması çalışmalarına katılmıştır.

Aktarlar sayesinde ekmek yiyen televizyonların; reyting uğruna bu şahsa hakkettiğinden fazla değer vermeleri neticesinde bu fırsatı iyi kullanan, gözünü para hırsı bürümüş, halkın sağlığıyla hiç alakası olmayan, maddi açıdan zengin olan, ama insanlıktan nasibini almamış kişilerin; televizyonlara çıkıp halkı kandırmamaları, gerek sektörümüze daha da önemlisi halk sağlığına zarar vermesi, televizyon programlarınında reyting uğruna bu duruma alet olmaması gerekmektedir. 

Bahsi geçen şahsın şahsi çıkarları uğruna bu tutumunu sürdürmesi halinde; derneğimizin kayıtsız kalmayacağı gibi; şahısla ilgili derneğimize gelen tüm bilgi ve belgeleri kamuoyuna açıklayacağımızı duyururuz.

Ayrıca; bundan sonra bitkiler ve doğal yöntemler konusunda istismar edilmeye kalkıldığında, aktarlar karalanmaya çalışıldığında derneğimiz bu kişileri kamuoyuna açıklamakla kalmayıp, devletin yetkili tüm organlarının harekete geçmelerini sağlıyacak. Bu kişilerin yaptıklarının yanlarına kar kalmasına izin vermeyecektir.